Kırıkkale Üniversitesi yerleşke sahası içerisinde yer alan Kırıkkale Teknopark, 5 bin 756 metrekarelik kapalı alanda 52 adet ofisiyle faaliyet gösteriyor. Doluluk oranı yüzde 86 seviyesinin üzerine çıkan ve firmaların yüzde 30’u akademisyenler tarafından kurulan Teknoparkta, ağırlıklı olarak yazılım, makine teçhizat ve savunma sanayi alanında olmak üzere toplam 156 AR-GE personeli istihdam ediliyor. Toplam proje sayısı 121’e ulaşan, devam eden proje sayısı ise 49 olan Kırıkkale Teknoparkta, projeler genel olarak yazılım ve yapay zekâ tekniklerinin farklı disiplinlere uygulanması üzerine yoğunlaşıyor. Aynı zamanda şu ana kadar teknoparkta 1 patent, 1 faydalı model ve 4 marka tescil başvurusu gerçekleştirilirken, bölgede yürütülen bazı AR-GE projeleri ile bu sayıların daha da artacağı tahmin ediliyor.
SAVUNMAYA YOĞUNLAŞIYOR
Kırıkkale Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Payıdar Akgüngör, bünyelerindeki pek çok firmanın önemli projeler üzerinde çalıştığını belirterek, “Bildiğiniz üzere Kırıkkale’de savunma sanayiye yönelik çalışmalar oldukça yoğun. Bizler de savunma sanayi alanına yoğunlaşmak istiyoruz. Fakat diğer teknoparklarda olduğu gibi Kırıkkale Teknoparkta da yazılım firmalarımızın sayısı daha yüksek” dedi.
CAZİBE NOKTASI
Teknoparklarının üniversite yerleşkesi içinde yer alması ve OSB’ye yakın konumda bulunmasının üniversite-sanayi iş birliği için bir cazibe noktası haline gelmesine neden olduğuna dikkat çeken Akgüngör, “Mevcut hali ile Kırıkkale Teknoparkın yakın zamanda AR-GE faaliyetleri yapmak isteyen şirketlerin ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalacağı düşünülüyor. Bu nedenle ek alan müracaatı ile AR-GE veya imalat odaklı yeni bir inşaat çalışmasının yapılması ve yeni girişimci firmalar ile yüksek teknolojili AR-GE projelerinin üretilmesini hedefliyoruz” diye konuştu.
ÇÖZÜM ADRESİ
Prof. Dr. Akgüngör, dijital dönüşümün hızlanması noktasında üniversite-sanayi iş birliğinin önemine de dikkat çekti. Sanayide karşılaşılan sorunların çözümü için doğru adresin teknokentler olduğunu dile getiren Akgüngör, “Teknokentler böylece üniversite-sanayi iş birliğinde bir lokomotif görevi görüyor. Teknokentler bünyesinde yer alan benzer AR-GE şirketleri ile bir sinerji de oluşuyor ve ortak proje üretimleri artıyor. Aynı zamanda teknokentler, bünyesinde yeni AR-GE şirketlerin oluşmasına ve ilave istihdam sağlanmasına da katkıda bulunuyor” dedi.
