HABER: Helin AYGÜN
2 BİN ÜYELİ GÜÇ
Bünyesinde 27 dernek, bu derneklere üye 2 binin üzerinde firma bulunduran Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF), Türk gıda ve içecek sanayisini üretim, istihdam, ihracat ve ithalat anlamında yüzde 95 oranında temsil ediyor. Sektörün en büyük sivil topluk kuruluşu olan Federasyon, gıda ve içecek firmalarının sürdürülebilir büyümelerine destek olmayı hedefliyor. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Şemsi Kopuz, gıda ve içecek sektörünün durum değerlendirmesini yaptı. Sanayi 4.0 dönüşümünün sektörde hızla devam ettiğini belirten Kopuz, bu alanda devlet desteklerinin önemine değindi. Kopuz, Federasyon olarak sektörü ve toplum sağlığını ilgilendiren tüm başlıklarda yeni proje arayışlarının da devam ettiğini söyledi.
GIDA KALİTESİNİN TAKİPÇİSİ
TGDF’nin kuruluş amacını ve faaliyetlerini anlatır mısınız?
Kurulduğu günden bu yana TGDF gıda kalitesinin, rekabet edebilirliğin, sorumlu ticaretin ve çevre duyarlılığının sağlandığı, tüketicilerin gıda güvenliğinden emin olduğu ve bilinçli gıda tercihleri yapabildiği bir ortamın oluşturulmasına yönelik çalışmalara odaklandı. Ülkenin, sektörün ve tüketicilerin menfaatini gözeten bir anlayışla sektör ve kamu kuruluşları arasında bir köprü vazifesi gören, iki taraf arasında etkin diyalog sağlayan TGDF, sektörün halkla ilişkiler çalışmalarını kesintisiz yürüterek, pandemi sürecinde ve daha birçok konuda ihtiyaç duyulan iletişimi sağladı. Bunların yanında TGDF, sektörün yurt dışı kuruluşlarıyla ilişkiler kurmasına yönelik çalışmalar yaparak, sektör özelinde çevre, iklim, dış ticaret ve daha birçok konuda raporlar hazırlıyor. İhtiyaç duyulan konularda sektörün bir araya gelerek ortak çalışmalar yapmasını sağlıyor ve sosyal sorumluluk projeleri yürütüyor.
DÖNÜŞÜM DEVAM EDİYOR
Sanayi 4.0 ve dijital dönüşüm kavramları, Türkiye gıda sektöründe ne ölçüde hayata geçirildi?
Sanayi 4.0 ve dijital dönüşüm kavramları çok hızlı bir şekilde tüm dünyaya, dolayısıyla Türkiye gıda ve içecek sektörüne de yayıldı. Tesis edilmiş, çalışmakta olan büyük bir sistemin dönüşümü takdir edersiniz ki zaman alan, oldukça kapsamlı bir süreç. Sanayi 4.0 dönüşümü de bu nedenle halen devam ediyor. Bu konuda önemli yol kat edenler firmalar olsa da dönüşümün tamamlanabilmesi için halen yapılacak çok fazla çalışma var. Sektörün bu çalışmalarını hızlandırabilmesi için devlet organları tarafından sağlanacak destek ve yönlendirmeler kritik öneme sahip. Dijital dönüşüm ise çok daha hızlı, adeta önü alınamaz bir biçimde geldi. Özellikle tüketicilerin bireysel olarak bu dönüşümü hızla benimsemesi, tüketiciye doğrudan dokunan gıda ve içecek sektörünü zaman kaybetmeden uyum sağlamaya zorladı. Öngörülü, büyük ölçekli bazı firmalar bu dönüşüme erken hazırlandı ve bunun karşılığını olumlu şekilde aldı. Dijital dönüşüm için acele etmeyen firmalar ise, değişimin hızla yayıldığı dönemde bu dönüşümü hızla gerçekleştirerek uyum sağladı. Kayıtlı üretim yapan, gıda ve içecek sektörünün dijital dönüşümde çok büyük mesafe kat ettiğini söyleyebiliriz.
MALİYET, FİYATLARA YANSIYOR
Sektörün içinde bulunduğu durum hakkında genel bir değerlendirme yapabilir misiniz?
Gıda ve içecek sektörü ile bağlantılı olduğu tarım sektörü oldukça dinamik. Kuraklık ve yağış gibi iklim koşulları, bitki ve hayvan hastalıkları, sürekli değişen tüketici alışkanlıkları ve beklentileri, ekonomideki hareketliliğin getirdiği maliyet artışları düşünüldüğünde sektör sürekli değişen koşullar altında kesintisiz bir üretim yapıyor, ticaretin gerektirdiklerini ve tüketicinin gereksinimlerini karşılıyor. Bu nedenle sektörün sorunları, hedefleri ve beklentileri sürekli değişiyor. Örneğin pandemi döneminde daha önceden benzeri görülmemiş bazı sıkıntılar yaşandı. Tüketiciler olağanın çok üstünde gıda stoklama eğilimine girdi, hasta olan personeller nedeniyle üretim, lojistik sekteye uğradı, bazı ülkelerin yurt içi gıda güvencesini gözeterek koyduğu ihracat yasakları ham madde tedarikinde beklenmedik sıkıntılar doğurdu. Sektör ise bu sorunlara çok hızlı bir şekilde çözümler geliştirerek adapte oldu ve gıda güvencesi anlamında tüketiciye hiçbir sıkıntıyı yaşatmadan süreci yönetti. Şu anda da baktığımızda ekonomide yaşanan gelişmelere paralel, üretici maliyetlerinde söz konusu büyük artışlar sektörün gündemindeki en büyük sorunudur. Raftaki fiyatlara yansıyan artışlar ise tüketici nezdinde doğal olarak olumsuz karşılık buluyor, gıda ve içecek sektörü ise artan maliyetler karşısında üretimi sürdürebilmek için mecburen maliyet artışlarını fiyata yansıtıyor. Sektörün ham madde maliyet artışları konusunda mümkün olduğunca desteklenmesi gerekiyor.
KATMA DEĞERLİ ÜRÜN
Gıda sanayinin ihracatta elini güçlendirmek için sizce neler yapılmalıdır?
Gıda sektörünün ihracatta güçlenmesi için atılması gereken en önemli adım, ihracatta ağırlığın katma değerli ürünlere verilmesidir. Ham madde olarak ihraç edilen ürünlerdeki getiri, katma değerli ürünlere kıyasla oldukça düşük. Üstelik bu ürünleri işleyerek katma değeri yüksek ürünler üreten ülkeler, buradaki esas kazancı alıyor. Ürünlerin yurt içinde işlenmesi ve katma değerli ürünler haline getirilerek ihraç edilmesi; ülkeye döviz girişini, üreticilerin gelirini ve sektördeki istihdamı arttıracak, gıda sanayinin kapasite ve nitelik olarak gelişimine katkı sağlayacaktır. Tarım ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere yetkili devlet kurumlarının, mevcut üretim ve ihracat verileri doğrultusunda değerlendirmeler yaparak bu konuda yönlendirme ve teşvikler yapmasının, ihracattaki katma değerli ürün ağırlığının ve birim ihracat değerinin artmasını sağlayacağını düşünüyoruz.
VEGAN PROJE
Federasyon olarak hayata geçirmeyi planladığınız projeleriniz nelerdir?
Federasyon olarak sektörümüzü ve beslenme ekseninde toplum sağlığını ilgilendiren tüm başlıklarda yeni proje arayışlarımız sürekli devam ediyor. Bu yıl içerisinde vegan gıda endüstrisine bu alanda yetişmiş eleman sağlamak üzere eğitim vermek amaçlı bir AB projesi olan EQVEGAN projesine katıldık. Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı çerçevesinde bir eğitim projesi olan COVID-19 Sürecinde Gıda İşletmeleri için Temel Hijyen Kuralları Projesi’ni ve İçişleri Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nün katkılarıyla Gıda Sektöründe Güçlü Kadın Liderler Projesi’ni hayata geçirdik. Önümüzdeki dönemde de sektörde kadınların, çiftçilerin desteklenmesi; gıda kalitesi, çevre ve sürdürülebilirlik odağıyla sektörün kendini geliştirmesi odaklı projeleri ve topluma yönelik sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirmeyi hedefliyoruz.